Doğanın sırlarını fotoğraflama: Bir yeniden yabanlaştırma projesinin hikayesi

Rüzgarlı zirveler, göl kenarındaki bataklıklar ve huzurlu ormanlar: Doğal habitatlar, mevsimler boyunca aşamalı değişimin ve gelişimin günlüğünü tutmak için gerekli sabra sahip vahşi yaşam ve manzara fotoğrafçılarının ilgisini çekiyor. Ancak bazen fotoğrafçılık sayesinde, terk edilmiş bir taş ocağının doğanın kucağına geri dönerken yeniden yabanlaştırılması gibi, zaman içindeki çok daha büyük değişimler de kayda geçirilip kutlanabiliyor.

Natured Secrets'ın arkasındaki fotoğrafçı Gayle, biyolojik çeşitlilik ve yeşil alanların yeniden yabanlaştırılmasıyla özel olarak ilgileniyor. Birleşik Krallık'ta, yaşadığı bölgedeki bir yeniden yabanlaştırma projesinin gelişimini aşama aşama belgelemiş ve çalışmalarının başkalarına bahçelerindeki küçük bir alanı doğaya geri kazandırmaları için ilham verebileceğini umuyor.

Hikaye 20 yıl önce, Gayle'in İngiltere'nin kuzey batısında, Pennine sıradağlarının yakınındaki evinin bulunduğu bölgede bir ağaçlık alan oluşturarak, kullanılmayan bir taş ocağını ve eski bir vizon çiftliğini, hayat dolu bir vahşi yaşam cennetine dönüştürmesiyle başlamış.

Şu anda, hayvan ve bitki hayatı o topraklara geri döndüğünden, Gayle'in "umut yolculuğu", yani bahçesi ile bu restore edilmiş alan arasında hiçbir sınır bulunmadan gerçek anlamda vahşi bir yer yaratma hayali gerçekleşmiş durumda.

Lancaster Üniversitesi Koruma Bilimi ve Ekoloji bölümünden master derecesi de almış olan Gayle, "Geldiğimizde, bu açık alana kendine özgü bir his kazandırmak, bu yerle olan ilişkim ile çevre arasında bir bağ kurmak istedim," diyor. "Arazi sanayi faaliyetleri nedeniyle dönüşüme uğramış ve çoraklaşmıştı. Ancak taş ocağı faaliyetleri sona erdiğinden beri, alan doğal haline geri dönmeye başladı. Yeniden doğdu.

"Bu dönüşümü taklit ederek ve bu arazide, aralarında görünür bir sınır olmadan yaratabileceğimiz her türlü bahçeyi örnek alarak başladık. Böyle bir bahçemiz olacağını hiç düşünmemiştim. Yaptığımız şey 'doğayı ehlileştirmekti'."

Arazi yavaş yavaş toparlanmaya başlarken, Gayle bu yolculuğu uzun vadeli bir fotoğrafçılık projesi için mükemmel bir fırsat olarak görüyor. "Chelsea School of Botanical Art'ta birkaç yıl eğitim aldım ve her zaman bu toprakların kayda geçirilmeyi hak ettiğini düşündüm," diyor. "Bu, farklı dergiler veya bir mikro web sitesi aracılığıyla yapılabilir ama benim için hem bilimden hem yaratıcılıktan beslenmek gerekiyor. Bu açıdan fotoğraflarımın biraz farklı olabileceğini umuyorum.

"Terk edilmiş taş ocağımız endüstriyel geçmişimizin izlerini taşıyor ancak arazi istikrarlı bir şekilde doğaya geri dönüyor. Tarih, endüstri, jeoloji, vahşi yaşam ve floranın nefes kesici bir karışımına ev sahipliği yapan bir bölgeyi emanet almış bir kişi olarak, fotoğrafçılığı bir günlük olarak kullanıp bu toprakların serüvenini, gelişimini ve biyolojik çeşitliliğinin artışını kayıt altına almaya hevesliyim."

Bölge artık kahverengi yaban tavşanları, yaban arıları, tarla kuşları, çulluklar, deniz serçeleri, mavi kız böcekleri, kerkenezler ve karacalarla dolup taşıyor; bu da buranın neden fotoğrafçılar için bir cennet haline geldiğini açıklıyor. Çiçeklerle dolu otlakların yanında uzanan sulak alanlar, çayırlar, ağaçlıklar ve çalılıklardan oluşan renkli doğa, çok çeşitli vahşi canlıları kendine çekmiş.

Gayle, "Son 20 yılda, geniş sulak vadileri ıslah etmek ve mevcut taş yüzeyli göletleri bir dizi yeni, kaplamasız gölete bağlamak için tatlı su kaynaklarını ortaya çıkararak arazinin yeniden canlanmasına yardımcı olduk," diyor.

"Kışın yaprak döken yerel ağaçlar diktik ve zaman içinde büyüyüp yavaş yavaş kadifemsi yosunlarla kaplanarak yıl boyu çok sayıda canlı türünü destekleyecek bereketli, yemyeşil ormanlara dönüşmelerine tanık olduk. Dalların ve gövdelerin üzerinde, yakından bakıldığında ve büyütüldüğünde minyatür kayıp dünyalara benzeyen yoğun bir yosun tabakası var."

Kendi projenizi, belki bahçenizin doğaya geri kazandırılmış bir köşesini belgelemeyi tercih ederseniz doğru fotoğraf makinesi ve lense sahip olduğunuzdan emin olun. Gayle bu küçük dünyaları kaydetmek için Canon EOS 6D Mark II'sini, makro lenslerinden biriyle birlikte kullanıyor. "Fotoğraf makinesi bize çiçek, böcek veya bir eğreltiotunun arka tarafındaki sporlar gibi belirli bir organizmayla bir olma olanağı sunuyor," diyor. "Daha önce hiç fark etmediğiniz şeyleri görmeye başlıyorsunuz; bu da lens aracılığıyla doğayla nasıl daha fazla bağ kurabileceğimizi daha iyi anlamamı sağladı."

Gayle ve taş duvar ustalarının eski taş ocağında buldukları taşları kullanılarak yeniden inşa ettiği bir barınağın restorasyon çalışmalarından sonra bir peçeli baykuş ailesinin ortaya çıkmasıyla bu bağ güçlenmiş. Bu yapı, kuşlar için yeni bir yuva haline gelmiş.

"Fotoğraf makinesi aracılığıyla 'görmeyi' öğrenmek ve peçeli baykuşların ortaya çıkmasını sessizce beklemek, bana daha fazla gözlem yapma olanağı veriyor," diyor Gayle. "Otların hareketini, ışığın değişimini, güveleri, kuşları ve dokundukları çiçekleri fark ediyorum. Kuş yukarıda daireler çizerken lens pençelerini görüntülediğinde bir anlığına ava dönüşüyorum, hareket ettiğimde ise hikaye değişiyor. Avcı oluyorum."

Gayle, daha uzun EF lens seçenekleriyle birlikte ikinci bir tam kare DSLR fotoğraf makinesi kullanıyor. Makro lensleri için bir fotoğraf makinesi gövdesi, telefoto lensleri içinse başka bir fotoğraf makinesi gövdesi taşıması sayesinde, lens değiştirmek zorunda kalmadığından hiçbir anı kaçırmıyor. Bu araçlar, görkemli gökyüzleri ve baykuşlar gibi uçan kuşları yakalamasına yardımcı oluyor. Tripod kullanmadığı için görüntü sabitleme özellikle önemli.

"Baykuşları yakınlaştırmak için muhteşem EF 600mm f/4L IS III USM lensimin menziline ihtiyacım var," diyor. "Sahada oldukça uzak bir noktadayım ve saklanabileceğim bir yer yok; bu yüzden oturup yakınlarda bir geyik veya kuş görmeyi bekleyemem. Ağaçlar çok büyük olduğu için bir kızılgerdanın fotoğrafını çekmek bile zor. Sabit bir lens olduğu için canlı sonuçlar verdiğinden, 600 mm ile en iyi çekimleri yapabileceğinizi biliyorsunuz. Canon EF 100-400mm f/4.5-5.6L IS II USM ise yakınlaştırma ve uzaklaştırma olanağı sunduğundan, hareket eden veya bana doğru gelen bir kuşu fotoğraflayabilmemi sağlıyor. Ben de mesafemi korumuş oluyorum."

Gayle yeniden yabanlaştırma projesini anketler, çiçek presleme, bitkileri alkol içinde saklama, çizim ve sulu boya resim yöntemleriyle de belgelemiş. Nihayetinde, o bölgeye geri dönen vahşi yaşamla geçirdiği küçük anlardan keyif alıyor ve insanın zihinsel sağlığı için doğayla etkileşimde olmasının faydalarına dair güçlü bir inancı var. "Sabahın erken saatlerinde fotoğraf makinesinden bakmak, sakinliği ve huzuru içime çekmeme olanak veriyor," diye açıklıyor. "Bu görüntüleri sosyal medyada paylaşarak ve başkalarına bizi çevreleyen güzelliği görme deneyimini yaşamalarında yardımcı olarak bu ruh halini zihnimde kalıcı hale getirebiliyorum."

Benzer bir proje yaratmayı düşünen herkese kuşları ve böcekleri çekmek için birkaç ağaç veya çalıyla başlamalarını öneriyor. "Yapabiliyorsanız her zaman ağaç dikin," tavsiyesinde bulunuyor. "Çok fazla alana ihtiyacınız yok. Altı veya yedi yıl içinde bir ağaçlık alanınız olacak ve etrafta dolaşıp ortamın verdiği hissi yakalayabileceksiniz."

Yazan: Lorna Dockerill