Berlin'deki kulüpler kapatılma tehdidiyle karşı karşıya olmasına rağmen parti devam ediyor
#pursuitoftheshot
Efsanevi Berghain'den, hazırlıksız yapılan partilere kadar Berlin'in gece hayatı tüm dünyada meşhur. Ancak mekanların üzerindeki baskı ve kiraların da yükselmesiyle şehrin canlı geceleri tehdit altında. Geçtiğimiz aylarda kapanan birçok kulübün ardından çok daha fazlasının kapatılması bekleniyor. Bu hikaye, Berlin'in gece hayatının küçük bir dilimine, parti yapan insanlardan gece ekonomisinde çalışanlara kadar bu hayatı canlı tutan kişilere odaklanıyor.
Swing ve salsa danslarından seks, tango, travestiler ve tekno müziğe kadar Berlin'in gece hayatı herkese bir şeyler sunabiliyor.
Hemen hemen her gece binlerce Berlinli ve turist, eskiden Komünist yönetim altında olan ve şu anda birçok kulüp, bar ve bira bahçelerine ev sahipliği yapan, şehrin doğu bölgesindeki grafiti kaplı tren onarım alanı olan RAW gibi birçok popüler noktalara gidiyor.
Burada bulunan tren yolu hatlarındaki büyük binalar ve barakalarda, reggea, punk rock, dancehall, hardcore, metal, rap ve hip-hop müzikle dans ediliyor ve Cassiopeia, Suicide Circus gibi adlandırılan kulüplerde tekno müzik çalıyor.
Berlin'de yaşayan İngiliz bir göçmen, "Berlin'in gece hayatı kocaman bir macera gibi. Her gün yeni bir şey keşfedebilirsiniz," diyor.
Bassy Club'ın güvenlik müdürü Nico Brodersen, en önemli şeyin buraya gelen insanlar olduğunu söylüyor.
Geceleri Berlin kulüplerine giden kadınlardan biri "Aşırı, vahşi, özgür ve hiç bitmeyen bir deneyim. İnsanların isimlerini unutabilirsiniz ama yüzlerini asla," diye ekliyor.
Kiraların sürekli arttığı ve nüfus büyüdükçe alana olan talebin yükseldiği bir şehirde bu kulüplerin ne kadar devam edebileceği ile ilgili endişeler var. Son zamanlarda birkaç kulübün kapanmasıyla birlikte diğer kulüplerin de bu durumu takip etmesi bekleniyor.
Eskiden Komünist Doğu Almanya'ya ait olan ve Berlin Duvarı'nın yıkılmasından sonra partilere giden kişilerin cenneti haline gelen Prenzlauer Berg'de, gürültü nedeniyle yapılan şikayetler birkaç kulübün kapatılmasına yol açtı.
Burada yaşayan kişiler "Clubsterben" veya "kulüp ölümü"nden bahsediyor.
Son kurbanlardan biri de Friedrichshain'in doğu bölgesindeki Pogo Tussy adlı kulüp. Burası, yeni binalara yer açılabilmesi için yıkıldı.
Kulübün eski sahibi Simone Braun, "13 yılın ardından burayı bırakmak çok üzücü, ancak yapılabilecek bir şey yok," diyor.
Ancak, şimdilik şehrin birçok bölgesinde partiler devam etmekte.
Efsanevi Berghain kulübünde bir gece geçirmek tekno hayranları için olmazsa olmaz haline geldi. Tabii içeri girebilirlerse. Eski elektrik santralinin dışında yüz metreye kadar uzanan kuyruklar bu mekanda normal sayılıyor. Girişimci yerel insanlar kuyrukta bekleyenlere bira satarak buradan karlı çıkıyorlar.
İçeriye giremeyen kişiler içinse birçok farklı alternatif bulunmakta. Eski bir binada birkaç kata yayılan Salon Zur wilden Renate kulübüne ne dersiniz? Ya da partilerin bahçeye taştığı About Blank kulübüne? Veya eski bir köpek maması fabrikasında bulunan Sisyphos?
Müstehcen ve loş aydınlatılmış Insomnia adlı kulübe gelen bazı kişiler soyunma odasında günlük kıyafetlerini lateks veya deri kıyafetlerle değiştirirken, bazıları ise kıyafetlerinden kurtulup jakuziye giriyor. Bazı kişiler sesli müziğin altında açık bir şekilde seks yapıyor.
Insomnia kulübünü kocasıyla birlikte işleten Dominique, "Burada insanlar tamamen özgür olabilir ve gizli hayallerini yaşayabilir. Biz sınırları aşıyoruz. Ancak buranın neredeyse en önemli kuralı, hayır demenin hayır anlamına gelmesidir!" diyor.
Diğer kulüpler ise diskodaki müziğin ritmiyle sallanıyor ve şovlardaki drag king'ler ve drag queen'ler tarzlarıyla gösteriş yapıyorlar.
Geceyi sade bar ve lounge'larda geçirmeyi tercih edenler için ise Friedrichshain bölgesinde, bar ve restoranların masa ve sandalyelerini parke taşlı yollara dizdiği canlı Simon-Dach-Strasse bulunuyor.
Yemek yemek isteyenler Meksika, Akdeniz ve Asya yemekleri arasından seçim yapabilir ve hatta ketçap ve toz köriyle servis edilen Almanya'nın meşhur dilimlenmiş domuz sosisi Currywurst'u deneyebilirler.
Yazar: Michelle Martin, Editör: Angus MacSwan/Jeremy Gaunt
